Darbuka

Cumartesi, Mayıs 20, 2006

Bir Garip Aşk Hikayesi

Yemek yerken TV'de rastladım da 21. yüzyılın aşkı (evet böyle bir beyanat var Seda Sayan tarafından) kaldığı yerden devam ediyormuş.Sabah kuşağında canlı yayında nişanlanan çift; dün gece yine canlı yayında, Beyaz Show'da barışmış.Barıştıktan sonra Nihat Doğan'ı tutabilene aşkolsun.Canlı yayına falan aldırmayıp "Ben gidiyim be abi" demeye getirmiş.Zaten hareketler, konuşma Berkut'umsu (!!) biraz..
Bir garip komedi olmuş durum.

Bilmeyenler için ufak not hemen: Bu birliktelik Nihat Doğan'ın, Seda Sayan'ın kuaför yamağını dövmesi yüzünden kesintiye uğramış.

Yine canlı yayında, ana haber bülteninde dünya evine girmeleri dileğiyle...

Pazar, Mayıs 14, 2006

Lady Marmalade

Hadise'den pek güzel bir Lady Marmalade performansı.Zevkle izlenesi...


Cumartesi, Mayıs 13, 2006

Müslüm'ün Arkasında Davul Çalmak Zordur

Müslüm Gürses'in "Bir Ömür Yetmez Ki" klibini izledim de davulcu bize bir şeyler anlatmaya çalışıyor sanki.Bir garip, acayip yüz ifadeleri.Sanki bir ağrısı var.Biraz da Lars Ulrich'imsi bir hava.
Bir de dansöz niye ? Ne gerek var.Abim orda aşkına söylüyor şarkısını, sen kıvırt dur.
Halbuki ne güzel şarkı o, daha özenli çekselermiş keşke...

Cuma, Mayıs 12, 2006

Sağmalcılar - Bahçelievler metro hattından iki gözlem :

Vagonun içinde bir an önce Bahçelievler durağına gelmeyi beklerken ne yazık ki onları farkettim.Onları farkettikten sonra bir şekilde görmezden gelmenin, huzur bulabilmenin imkanı yok.Onlardan kasıt, işaret diliyle konuşan iki arkadaş.Bilmiyorum çok sert bir düşünce mi ama bu kamu alanlarında kesinlikle yasaklanması gereken bir hadise.Yani durmadan hızlı,geniş menzilli el kol hareketleri; buna eşlik eden tutkulu, heyecan dolu yüz ifadeleri, bunları görmezden gelmenin imkanı yok.Ve takip ederken de yavaş yavaş sinirleri bozuyor.Zamanla tırmanan zirve yapan bir gerilimden söz ediyorum burada,basit bir olay değil kastettiğim.Başarısız Türk gerilim filmlerine ilham vermesi, örnek teşkil etmesi gereken bir unsur.
Yine uzaktan izlemek neyse de Allah korusun aralarına oturmak var bir de; geçmek bilmeyen, acı dolu dakikaların başlangıcı, acı bir tecrübe.

Metro vagonlarına verilen reklamların etkisi ne kadardır bilmiyorum ama bugün gördüğümün benim üstümdeki etkisi büyüktü.
Temizlik hastası insanlar vardır; umuma açık yerlerde otururken altına gazete koyan, mendille oturcağı yeri, kullanacağı çatalı, bardağı silen tipler.Bir de bunların üst modelleri vardır; kapı açarken bile ıslak mendille kapı kolunu silen, her an tetikte olan insanlar.
Gördüğüm reklamın hedef kitlesi onlardı sanırım.Aşağı yukarı şöyle bir afiş:
Bu askılara günde yüzyetmişbeş bin sekizyüzellidört el tutunuyor.Temiz olduğundan emin misiniz ?
Dalin antibakteriyel ıslak mendil..
Metroda rastladığım en etkili reklamdı bu herhalde.Bazı bünyelerde paniğe yol açma riski olsa da çok başaraılı bir çalışma.Acaba hangi ajansın ? Bir daha görürsem iyice yapışcam hatta resim bile çekebilirim belli olmaz.

Perşembe, Mayıs 11, 2006

Nümayiş

Herşey iyi güzel de bir şeyi de açıklığa kavuşturmak lazım. Ne demek bu "nümayiş" ?
Şimdi TDK'dan bakınca; gösteri, gösteriş diye bir anlamı var. Ha, ben birşey göstericek değilim. En azından planım bu değildi başlarken; zamanla neler olur bilemem. Benim sadece böyle fonetik olan eski kelimelere karşı özel bir sempatim var.

Girizgah

Bazen öyle bir hissediyorum ki. Sanki sahip olduğum, olduğumu sandım, umduğum şeyler birer birer yitip gidiyormuş gibi. Bense sadece seyrediyorum bunları.Tutmaya korkuyorum, aciz hissediyorum kendimi; harekete geçemiyorum bir türlü. Bir şekilde kendim hakkında bir şeyler yapmalıyım. Yoksa elimde pek birşey kalmayacak...
Bir yerden başlamalı.